AstımAlerji.org
Uzman Dr. Sevin Karalar

 Akciğer Hastalıkları
 Astım
 Allerji
 KOAH
 Akciğer Kanseri
 Mezotelyoma
 Tüberküloz
 Zatürre
 Bronşektazi
 Kuş Gribi
 Pnömotoraks
 Akciğer Embolisi
 Sarkoidoz
 Sigara
 Grip Hastalığı ve Aşısı
 Obstrüktif Uyku Apne Sendromu
 
 Hizmetlerimiz
 Solunum Fonksiyon Testleri
 Allerjik Deri Testi
 Nebülizasyon Oksijen Uygulaması
 EKG
 Bronkoskopi
 Kan Tetkikleri
 
 Hakkımızda
 Sanal Tur
 Bize Yazın
 İletişim
 Anlaşmalı Kurumlar
 Ana Sayfa
 
 
| Ana Sayfa | Sanal Tur | Bize Yazın | İletişim | Anlaşmalı Kurumlar | Hasta Girişi |

ASTIM
Astım ataklar halinde gelen nefes darlığı ve hırıltı ile karakterize geriye dönüşebilen hava yolu daralmasıdır. Astım çocuk ve erişkinler arasında en sık görülen bir kaç kronik hastalıktan biridir. Dünyanın birçok yerinden bildirilen araştırmalarda son yıllarda astım hastalığının görülme sıklığının giderek arttığı belirtilmektedir. Değişik toplumlarda farklı sıklıkta olmakla birlikte, çocuklarda yaklaşık %5-15, erişkinlerde %5-10 oranında rastlanmaktadır.

Astım görülme sıklığı sanayileşmiş ülkelerde daha yüksektir. Tüm dünyada astım görülme sıklığı artmakta, özellikle çocuklarda acil servislere başvuru nedenlerinin başında gelmektedir. Astımın görülme sıklığındaki artışın nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte modern toplumlarda değişen yaşam şekilleri, sanayileşme ve yoğun trafiğin neden olduğu iç ortam ve dış ortam atmosfer havasının kirlenmesi ve allerjen yoğunluğunun artması sorumlu tutulmaktadır. Aynı toplum kökenli insanların büyük şehirde yaşayanlarında, ya da büyük şehirlere göç edenlerinde alerji ve astım görülme sıklığının arttığının gösterilmesi çevresel faktörlerin önemini ortaya çıkarmaktadır.

Risk faktörleri
Bronşial astım ailesel geçişi olan, kalıtımın önemli rol oynadığı bir hastalıktır. Genel popülasyonda astım %8-10 oranında görülürken, anne ya da babadan birisi astımlı ise doğacak bebekte astım görülme olasılığı %20-30'a yükselmekte, anne ve babanın her ikisi de astımlı ise oran %60-70'lere çıkmaktadır. Bu bulgular astımlı hastalarda genetik faktörlerin ne kadar önemli olduğunu göstermektedir. Ancak, genetik yatkınlığı olan herkeste astım ortaya çıkmamaktadır.

Yeni Gine de 1970'li yılların başlarında astım görülme sıklığı %1.1 iken, ülkeye battaniyenin girmesi ve evlerde yaygın olarak kullanılmaya başlanması ile birkaç yıl içinde astım görülme sıklığı %7.3'lere çıkmıştır. Görülme sıklığındaki bu hızlı artış battaniyeler ile birlikte ev tozu akarlarının evlere girmesi ve kişilerin akarlar ile yoğun olarak karşılaşmasına bağlanmaktadır.

İkinci dünya savaşından sonra doğu ve batı olmak üzere iki ülkeye ayrılan Almanya'da yaşayan ve genetik olarak aynı kökenden gelen çocuklarda yapılan çalışmalarda atopi ve astım görülme sıklığı farklı bulunmuştur. Batı Almanya'da yaşayan çocuklarda astım %5.9. alerjik rinit %8.6 oranlarında saptanırken, Doğu Almanya'da bu oranlar astım için %3.9. alerjik rinit için ise %2.7 olarak bulunmuştur. Aynı etnik kökenli, ancak farklı çevresel özellikleri olan bu iki ülke arasında görülen anlamlı farklılık çevresel faktör ile açıklanabilmektedir. Modern yaşamdan kaynaklanan ev içi allerjenlerinin ve egzoz kirliliğinin daha fazla olması, çocukluk çağı enfeksiyonlarının daha az görülmesi, anne sütü verilmemesinin yaygın olmaması gibi faktörler nedeniyle Batı Almanya 'da atopi ve astım görülme sıklığının daha yüksek olduğu kabul edilmektedir.

1981-1987 yılları arasında Barselona'da astım epidemileri ortaya çıkmıştır. Yapılan çalışmalar bu epidemilerin Barselona limanına soya fasulyesi getiren gemilerin yüklerini boşalttıkları günlere rastladığını göstermiştir. Gemilerden silolara soya fasulyesi boşaltırken antijenik yapıdaki soya tozunun şehre yayıldığı, buna paralel olarak da astım epidemilerinin oluştuğu kanıtlanmıştır.

Çevresel faktörlerin önemini gösteren diğer bir kanıt ise mesleksel astımdır. Yıllarca astım ile uyumlu hiçbir yakınması olmayan kişide, belirli iş kollarında çalışmaya başladıktan sonra astımın ortaya çıkabilmesi bunu desteklemektedir. Tüm bu bulgular genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörlerin de astım oluşmasında önemli roller üstlendiğini göstermektedir.


A) Genetik Faktörler
Astım'da bilinen en önemli risk faktörü atopidir. Atopi çevresel alerjilere karşı aşırı miktarda IgE sentez edilmesi demektir. Atopik kişilerde astım riski atopik olmayanlara göre 10-20 kat daha fazladır. Atopik dermatitli ya da alerjik rinitli hastalarda bronş astımının %40-70 gibi yüksek oranlarda görülmesi de astımda atopinin önemli bir risk faktörü olduğunu göstermektedir. Atopinin ortaya çıkmasında ise genetik faktörlerin rolü vardır.

B) Çevresel Faktörler
 Astım gelişiminde diğer önemli etken ise çevresel faktörlerdir. Çevrenin önemi ana karnındayken başlar. Gebelikte sigara içen annelerin bebeklerinde astım ve diğer solunum sistemi hastalıkları sigara içmeyen annelere göre daha sık görülmektedir.

Evlerinde sigara içilen çocukların idrarında sigara metaboliti olan kotinin düzeyleri anlamlı derecede yüksek bulunmuş ve sigara balkonda bile içilse sigara içilen evlerde çocukların yoğun olarak sigara dumanına maruz kaldıkları gösterilmiştir ve sigara içilen evlerdeki bebeklere astım içilmeyenlere göre 3 kat fazla bulunmuştur.

Bebek henüz doğmadan, intrauterin dönemde (ana rahminde iken) annenin karşılaştığı çevresel faktörlerden etkilenir. Dolayısıyla annenin yaşadığı ortam bebekte astım oluşması riskini arttırabilir. Gebelikte sigara içen annelerin bebeklerinde astım ve diğer solunum sistemi hastalıkları sigara içmeyen annelere göre daha sıktır.

  • Allerjenler
    Genetik yatkınlığı olan bebeklerde yaşamın ilk yıllarında allerjenlerle yoğun olarak karşılaşma bilinen en önemli çevresel risk faktörüdür. Ev tozu akarları tüm dünyada astım nedenlerinin başında gelmektedir. Epidemiyolojik çalışmalarda genel popülasyonda akar duyarlılığı %5-30 arasında değişirken, astımlı hastaların %85'inde akar duyarlılığı gösterilmiştir.


  •  
  • Sigara
    Bebeklik döneminde sigara dumanına maruz kalan kişilerde solunum yolu enfeksiyonları, astım ve diğer solunum sistemi hastalıkları daha sık görülmektedir. Bebeklerde sigara dumanı ortamdaki allerjenlere karşı duyarlanmayı kolaylaştırmaktadır.

 

 

 

  • Hava kirliliği
    Sanayileşme ve egzoz gazları dış ortam havasını kirletirken, ev içinde kullanılan sobalar, fırınlar, vernikler, boyalar vb. iç ortam havasının kirlenmesine neden olmaktadır. Oluşan hava kirliliği allerjene karşı kişinin duyarlanmasını kolaylaştırır ve astımın ortaya çıkmasında rol oynar.






  • Mesleksel maruziyet
    İş yeri ortamında bulunan, kişinin duyarlaşmasına neden olan izosiyanat gibi maddeler ile karşılaşma tek başına astım için önemli bir risk faktörüdür. Daha önce hiç astım öyküsü olmayan kişilerde mesleksel maruziyet sonrası astımın ortaya çıktığı oldukça sık görülen bir durumdur. Erişkin astımlarının %2-15'i mesleksel kaynaklıdır.